Yatırımcı gaza bastı… Piyasalarda yeni bir kitle ortaya çıktı

Türkiye’de özellikle fonlar üzerinden ilginç bir yatırımcı kitlesi oluş­tuğunu belirten Dünya gazetesi yazarı Emrah Lafçı, durumu Türkiye sermaye piyasalarının merkezi saklama işlemlerini gerçekleştirdiği Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) verileri üzerinden değerlendirdi. Lafçı tasarruflarını ya­tırım fonlarında değerlendiren yatırımcı sayısındaki artışa dikkat çekti

Para piyasası fonları ve benzer özelliklere sahip kısa vadeli fonla­ra da çok yoğun bir ilgi olduğunu kaydeden Lafçı, “Buradaki top­lam güncel bakiye 2.5 trilyon TL’ye yakın. 60 milyar dolara yakın bir büyüklük ki ekonomi yönetimini olası bir dolarizas­yonda en fazla korkutan yerlerden biri de burası. Çünkü yazının başında da belirt­tiğim gibi çok hızlı hareket eden bir yatı­rımcı kitlesi oluştu Türkiye’de” dedi.

Normal para piyasası fonlarıyla, serbest para piyasası fonları arasındaki son dere­ce hızlı gerçekleşen geçişkenlik olduğuna dikkati çeken Lafçı’nın “Bu ne hız ey yatırımcı” başlıklı yazısı şöyle:

Türkiye’de özellikle fonlar üzerinden çok ilginç bir yatırımcı kitlesi oluştu. Bu kitlenin en büyük özelliği kısa vadeci olması ve çok hızlı hareket etmesi. Finansal okuryazarlığın gelişmesi adına sermaye piyasalarına bu kadar ilgi olması bir taraftan sevindiriciyken, bu derece hızlı hareket etmenin bir takım handikapları olabilir.

MKK verilerine göre tasarruflarını yatırım fonlarında değerlendiren yatırımcı sayısı 31.08.2024’te 5.26 milyonken bugün itibariyle bu sayı 5.66 milyona yükselmiş. 1 yıla yakın bir sürede 400 binlik önemli bir artış görülmesi bir tarafa, 5.5 milyona yakın yatırımcının yatırım fonlarına ilgi göstermesi bence önemli bir gösterge. Diğer taraftan sadece yatırımcı sayısı değil aynı zamanda burada park edilen tutarda da büyük artış var. Aynı dönemde toplam portföy büyüklüğü 3.6 trilyon TL’den 7.1 trilyon TL’ye yükselmiş. 1 yılda ikiye katlanmış.

Bu 7.1 trilyon TL’nin 4.4 trilyon TL’sinin ancak nitelikli yatırımcıların alabildiği serbest fonlardan oluştuğunu not edelim. (Fon büyüklüklerini fonbul.com’dan alıyorum) Nitelikli yatırımcı; profesyonel ve kurumsal yatırımcılarla, en az 1 milyon TL değerinden para ve sermaye piyasasın aracına sahip kişilerdir. Dolayısıyla yatırım fonlarındaki portföy büyüklüğünün artışını direkt olarak küçük yatırımcının bu alana teveccühü olarak da okumamak lazım.

PARA PİYASASI FONLARINA YOĞUN İLGİ

Diğer taraftan para piyasası fonları ve benzer özelliklere sahip kısa vadeli fonlara da çok yoğun bir ilgi var. Buradaki toplam güncel bakiye 2.5 trilyon TL’ye yakın. 60 milyar dolara yakın bir büyüklük ki ekonomi yönetimini olası bir dolarizasyonda en fazla korkutan yerlerden biri de burası. Çünkü yazının başında da belirttiğim gibi çok hızlı hareket eden bir yatırımcı kitlesi oluştu Türkiye’de.

Bunu birkaç yerden görebiliyoruz. Bunlardan biri; siyasi bir risk realize olduğunda hızla dövize geçişin gerçekleşmesi. Merkez Bankası rezervlerindeki erimeden bunu görebiliyoruz. Diğer taraftan borsadaki hızlı bir yükseliş olduğunda hisse senedi fonlarına çok hızlı bir giriş gerçekleşebiliyor. Tersi durumda da aynı hızda çıkış olduğunu gözlemliyoruz. Asıl son dönemde bu alanda beni şaşırtan şey normal para piyasası fonlarıyla, serbest para piyasası fonları arasındaki son derece hızlı gerçekleşen geçişkenlik. Bu konuyu biraz detaylandırayım.

DİBS ZORUNLULUĞU

Para piyasası fonları yasal mevzuat gereği bünyelerinde kısa vadeli ürünler bulundurabiliyorlar. Bu ürünlerin maksimum vadesi 184 günken ortalama vadenin de 45 günü geçmemesi gerekiyor. Hal böyle olunca da portföy yöneticileri bu fonların içine; kısa vadeli mevduat, takasbanka para piyasası ürünleri, ters repo, kısa vadeli bono gibi ürünler koyuyorlar. Bu ürünlerin hangisine ne oranda pay ayrılacağı portföy yöneticisinin tercihine göre değişiyor. Zaten fonlar arasındaki getiri farkları da buradan kaynaklanıyor. Fakat bu getiri farklarının çok düşük olduğunu söylemekte fayda var.

Yapılan bir mevzuat düzenlemeyle para piyasası fonlarına Mart 2025’ten itibaren %10 devlet iç borçlanma senedi(DİBS) koyma zorunluluğu getirildi.

Katılım ve serbest para piyasası fonları bu kuraldan muaf. Böyle olunca normal para piyasası fonlarının içinde bir süredir diğerlerinden farklı olarak %10 DİBS bulunuyor.
Devlet iç borçlanma senetleri yani hazine bonosu ve devlet tahvilinin getirisiyle faizler ters yönlü çalışıyor. Faizler yükseldikçe getiriler düşüyor. İşte 19 Mart olayı gibi büyük olaylar yaşandığında faizler hızla yükseldiği için, içinde DİBS bulunduran para piyasası fonlarının getirileri diğerlerine göre geri kalıyor.

Sonra faizler normale dönerken bu sefer tersi gerçekleşiyor ve normal para piyasası fonlar daha avantajlı hale geliyor. İşte bu hareketi bile yakalamaya çalışan ve bu dönemlerde hızla fon değiştiren bir yatırımcı kitlesi var.

Şahsi kanaatim bu derecede hareketli olmak kısa vadede kazandırıyor olsa da uzun vadede hem finansal hem de psikolojik olarak sorun yaratabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir