ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak 2025 Pazartesi günü ikinci dönemine başlayarak 47. ABD başkanı seçildi. Ancak, aradan geçen 9 ayda, Trump’ın bazı hamleleri uluslararası camiada sıklıkla tartışıldı. ABD başkanının en çok tartışılan hamlelerinden biri de diğer ülkelerde ABD varlığını artırma ya da değerli madenler için harekete geçme hedefleri oldu.
UKRAYNA
24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı, bölgede gerilimleri artırdı. Rusya, yüksek insan gücü ve Kuzey Kore’nin askerî yardımıyla savaşı sürdürürken; Ukrayna ise sırtını Avrupalı ülkelere dayamış durumda.
Rus tarafı, savaşı sürdürerek Ukrayna’ya sahada ağır tahribat vererek masada elini güçlendirmeyi hedeflerken, Ukrayna tarafıysa savaşın bir an önce bitmesini istiyor. Bununla birlikte Ukrayna, savaşın bitirilmesi için ABD’nin arabulucu olmasının öneminin farkında.
Ancak, küresel çapta savaşları bitirmekle övünen Trump, önce Ukrayna’ya desteği kesti, ardından Washington ve Kiev, aylarca süren çekişmeli müzakerelerin ardından Ukrayna’nın doğal kaynaklarını ilgilendiren anlaşmayı imzaladı.
Petrol ve doğal gaz gibi değerli kaynakları da kapsayan anlaşmaya göre, Amerikan’ın Ukrayna’ya askerî yardımları, Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşasına yönelik bir yatırım olarak sayılacak. Ayrıca anlaşma, ABD’ye Ukrayna’daki madenlerin çıkarılmasında öncelik hakkı tanıyor.
Anlaşma, şubat ayının sonunda Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Trump ile Beyaz Saray’daki tartışmasının ardından geldi. Trump, yardımcısı JD Vance ile birlikte Zelenski’yi kameralar karşısında azarlamıştı.
NEDİR BU DEĞERLİ MADENLER
Disprozyum, neodimyum ve seryum gibi isimlerle anılan nadir toprak elementleri, aslında dünyanın dört yanında bol miktarda bulunan, 17 metalden oluşan bir gruptur. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu, 2024 yılı değerlendirmesinde dünya genelinde 110 milyon ton rezerv bulunduğunu, bunların 44 milyonunun Çin’de bulunduğunu belirtti. Brezilya’da 22 milyon ton, Vietnam’da 21 milyon ton, Rusya’da 10 milyon ton, Hindistan’da ise 7 milyon ton olduğu tahmin ediliyor.
Ancak metallerin çıkarılması, yoğun kimyasal kullanımıyla birlikte çok miktarda zehirli atığa yol açan bir işlemi gerektiriyor. Bu da, geri telafi edilmesi maliyetli çevre sorunlarına yol açtığı için birçok ülkeyi caydırıyor. Bu sebeple ülkeler, ampullerden güdümlü füzelere kadar ileri teknoloji cihazlar ve gündelik eşyalarda bulunan bu madenleri kendi sınırları dışında çıkarmayı hedefliyor.
GRÖNLAND
ABD Başkanı, sadece Ukrayna’dakiler değil, Grönland’taki değerli madenler için de harekete geçti. Küresel ısınmayla birlikte buzulların erimesi, Grönland’ta madenciliğin kolaylaşmasına vesile oldu.
300 yıldır Danimarka’ya bağlı özerk bölge olan Grönland’ta yaklaşık 56 bin kişi yaşıyor. Buzul bölgede, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın Danimarka’yı ilhak etmesine ABD, Grönland’ı ilhak ederek cevap vermişti. O zamandan beri, bölgede ABD’nin üsleri bulunuyor.
Trump’ın ilk döneminden bu yana, ABD başkanı, Grönland’ın ABD’ye katılmasına ilgi duyduğunu dile getirmişti. O dönemde, Danimarka’nın Grönland’ı ABD’ye satmayı reddetmesi üzerine Trump, Kopenhag seyahatini iptal etmişti.
Trump, ikinci başkanlık döneminde Grönland’a olan ilgisini artırdı. Aralık 2024’ün sonlarında, Truth Social platformunda “Grönland’ın mülkiyeti ve kontrolü mutlak bir zorunluluktur” ifadesini kullandı.
Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen. Danimarka, ABD’nin Grönland’taki faaliyetleri sebebiyle, ABD Maslahatgüzarını Dışişleri’ne çağırdı.
Ocak ayında, oğlunun Grönland seyahati öncesinde Trump, Truth Social’da şu ifadeleri kullanmıştı:
“Grönland inanılmaz bir yer ve eğer Grönland bizim ulusumuzun bir parçası olursa, insanlar bundan muazzam şekilde faydalanacak.”
Ada, Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya en kısa yol üzerinde yer alması nedeniyle ABD için stratejik öneme de sahip. Bu durum, ABD’ye askerî operasyonlarda ve balistik füze erken uyarı sisteminde stratejik bir avantaj sağlama potansiyeli taşıyor.
PANAMA KANALI
ABD’deki konteyner trafiğinin yüzde 40’ı, dünyadaki konteyner trafiğinin yüzde 5’i her yıl Panama Kanalı’ndan geçiyor ve toplamda yıllık 270 milyar dolarlık kargo taşınıyor. Panama Kanalı’nın en büyük kullanıcıları ABD ve Çin olup, küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar nedeniyle son yıllarda küresel nakliyedeki rolü artmıştır.
Trump, kanalın önemli limanlarının Çin tarafından kontrol edildiğini iddia etti ve Panama’yı aşırı ücretler uygulamakla suçlayarak kanal üzerindeki ABD kontrolünü yeniden tesis etmekle tehdit etti. Çin ve Panama hükûmeti bu iddiaları reddetti.
Kanal, başlangıçta ABD Kara Kuvvetleri Mühendisler Birliği tarafından binlerce Panamalı işçinin emeğiyle inşa edildi. Ancak Kanal tamamlandıktan sonra ABD’nin kontrolü altında kaldı.
1977’de, Panamalı milliyetçilerin onlarca yıl süren baskısı ve kanalın sabotaja karşı savunmasızlığının farkına varılmasının ardından, ABD, Panama devletinin 1999’un sonunda kanalın kontrolünü ele geçirmesine yol açan iki anlaşma imzaladı.
AFGANİSTAN
Trump 18 Eylül’de, Afganistan’da bulunan Bagram Hava Üssü’nün Taliban’a “boşu boşuna” verdik diyerek, “Üssü geri almaya çalışıyoruz bu arada” dedi. “Onların bizden almaya ihtyaç duydukları şeyler var, o üssü geri istiyoruz” diyen Trump, üssü geri istemelerinin sebeplerinden birinin, üssün Çin’in nükleer silahlarını depoladığı konuma yalnızca bir saat uzaklıkta bulunması olduğunu belirtti.
Trump, bir muhabirin üssü ele geçirmek için ABD askerlerini konuşlandırmayı düşünüp düşünmediği yönündeki sorusuna ise “Bunun hakkında konuşmayacağız. Geri istiyoruz, hem de hemen. Eğer yapmazlarsa, ne yapacağımı göreceksiniz” dedi.
Pazar günü Taliban sözcüsü Zabihullah Mujahid, Trump’ın iddialarını reddetti ve ABD’yi “gerçekçilik ve akılcılık” politikası benimsemeye çağırdı.
Trump, Bagram Hava Üssü açıklamasını, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’la basın toplantısı düzenlerken yaptı.
BEYLİKOVA
Son yaşanan bir gelişme ise halihazırda Birleşmiş Milletler Genel Kurultayı için ABD’de bulunan Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde Eskişehir’in Beylikova ilçesinde bulunan madenleri gündeme getireceği iddiası oldu.
Sözcü’den Serdar Cebe’nin haberine göre, Çin’e olan bağımlılığını azaltmak isteyen ABD, değerli madenler için Türkiye ile masaya oturacak.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, daha önce Türkiye’de henüz tam olarak işletilmeyen nadir toprak element yataklarını “stratejik fırsat” olarak nitelendirmişti.
Ulaş Fakir